Bugünle ilgili fiyatlar, süreler, mesafeler, haritalar, diğer yararlı şeyler... için buraya tıklayabilirsiniz:)For your kind attention please. Train number 2332… is now late and expected to arrive at 12.25am.
Akşam saat sekiz buçuktan beri bu anonsun çeşitli versiyonlarını dinliyoruz ve trenimiz hala gelmedi:(Aslında tren saat 21.20’deydi. Biz de sekiz gibi otelden çıktık, rickshawla istasyona geldik. Trenin hangi platformdan kalkacağını görevlilere sorduk. Önceden belli olmazmış, kalkışına 15 dakika kala anons yapılırmış falan. Tabii biliyorlar buraya tren falan gelmediğini:)Kalkışa 15 dakika kala baktık anons falan yapılmıyor, yine bir görevli bulup nereye gitmemiz gerektiğini sorduk ve sonunda trenin platform 4’ten kalkacağını öğrenebildik. Bizim tren genelde 4’ten kalkarmış:) Gittik dörde koştura koştura, trenimize binip uyuyacağız, sabah da Kalküta’da olacağız diye:)İşte o saatten beri de burada, platform 4’ün çevresindeki çeşitli oturma yerlerinde oturuyoruz, daha gelen giden yok. Doğru düzgün bir oturma yeri de yok bir şey değil. Yani var da bütün trenler rötar yaptığı için hepsi dolu tabii.
İlk başta bir banka dizilmiş oturuyorduk. Sonra istasyon restoranına gittik, çay kahve içer oyalanırız diye. O da biz gittikten 10 dakika sonra kapandı:)Bu arada bizim bank kapılmıştı tabii. Biz de arkadaki boş platforma geldik. Şimdi bir grup sarhoş adam, yerde uyuyan polis amca ve treni bizim gibi geciken birkaç yolcuyla birlikte arka platformda bekliyoruz:) Sürekli de anons yapıyorlar, bir gelişme oldu diye insan seviniyor. Neyse ben bugün yaptıklarımızı anlatayım, bu arada tren de gelir herhalde:)
Sabah beş buçukta kalkıp Harischandra Ghat’ın önüne Ganj kıyısına indik. Bu arada dün öğrendik ki Harischandra Ghat, ölülerin yakıldığı ghatlardan biriymiş. Hem odunla hem de elektrikli fırınlarda yakıyorlarmış ölüleri. Odunla, geleneksel şekilde yakmak daha pahalıymış, ama herkesin o kadar parası olmadığı için bir sürü insan da makinelerde yakılıyormuş. İlk geldiğimiz gün de, dün de, bu ghatın önünden geçerken yerde tahtalar arasında üstü kumaşlarla kaplı bir ceset görmüştük. Döndüğümüzde biri yanmış gitmişti, diğeri de hala yanıyordu. Bu yanma işlemi sırasında genellikle ölen kişinin yakınları da başında bekliyor, ve ceset tamamen yandıktan sonra külleri Ganj’a atılıyormuş. Ama bu elektrikli yakma işi çıktıktan sonra bazen bazı parçaların tam olarak yakılamadığı da olmaya başlamış. Bazen bir parça da küllerle birlikte suya atılabiliyormuş! Neyse ki bize rastlamadı:)Bir de eğer ölen kişi hamileyse, ya da işte şimdi tam hatırlamıyorum ama yılan falan sokmuşsa galiba, ayağına bir taş bağlayıp Ganj’ın ortasına öylece bırakıyorlarmış. Bu son yazdığımı National Geographic’te duymuştum, yani biz orada böyle bir şey görmedik. Ama koskoca kanal da uydurmamıştır herhalde:) Bütün bu ölüleri Ganj’a atma olayı da onların ruhlarını özgürleştirmek içinmiş. Ganj kutsal olduğu için ölüm ve yeniden doğma döngüsü içinde kısılıp kalmış insanların ruhları, külleri buraya atılırsa özgürleşebilirmiş. Bu yüzden de insanlar ya ölülerini burada yakıyor ya da yaktıktan sonra küllerini buraya getirip Ganj’a atıyormuş. Hatta bazı insanlar öldüklerinde burada yakılmak için ölmeyi beklemeye Varanasi’ye geliyormuş.
Bizim otelin çok yakınındaki Harischandra Ghat da bu yakma işleminin yapıldığı yerlerden biriymiş. Ama tabii bu ölme ve ölüyü yakma işlemi gayet normal karşılandığı için, orada ölü yakılıyor olması buranın aynı zamanda çocukların uçurtma uçurduğu, insanların yıkandığı, çamaşır yıkadığı, ibadet ettiği ya da işte ne istiyorsa onu yaptığı bir yer olmasını engellemiyor. Tabii turistik etkinlikler de tüm hızıyla sürüyor. Kayıkçılar hellohello diye size doğru koşuyor:)
Sabah biz de fazla yürümeden bir kayıkçıyla 3 kişi 2 saat toplam Rs100’e anlaştık ve sabah pujası turumuza çıktık. Dün kayığın içinde sadece oturmak için 100 vermiştik, şimdi 60 yaşında adam biz etrafa bakalım diye 1 saat kürek çekecek yine 100 istiyorlar. Ama o dünkü adam kayığın esas sahibiydi galiba. Bugünkü adam birisi için çalışıyordu. Zaten parayı da daha yola çıkmadan o adam aldı. Biz de bizi dolaştıran adama da inerken ayrıca para verdik bizi dolaştırdı diye.
Hatta dolaştırırken etraftaki binaları, insanları falan da anlattı.
Gezinin bir kısmını aşağı koyuyorum, ama aslında daha uzun tabii. 1 saat dolaştık işte. Harischandra Ghat’tan Dasaswamedh’e, oradan da daha ileriye kadar gidip geri döndük. Bu arada da bir sürü ilginç şey gördük yine.