Sabah 9 gibi otelden çıkıp kapının önünden bir rickshawa bindik ve Fatehpur Sikri’ye giden otobüse binmek için Idgah Bus Station’a gittik. İstasyona gidelim deyince rickshawcu hemen uyandı tabii:)Fatehpur Sikri’ye mi, rickshawla gitmek istemez misiniz falan diye sormaya başladı. Yolda bir de arkadaşını bindirdi yanına, bu ikisi biz inene kadar konuştu durdu taksi daha rahat, onu istemezsen minibüs var, pahalıysa rickshaw olsun, bıdı bıdı bıdı.. Halbuki ben gelmeden önce rickshawların Fatehpur Sirki yoluna çıkmasına izin verilmiyor diye okumuştum ve yolda giderken de hiç rickshaw görmedik. Yani muhtemelen adamlar yine bizi kandırmaya çalışıyordu:) Rickshawa tamam desek ağğğ hayallah ricshawcu bir yere kadar gitmiş, taksi verelim falan diyeceklerdi:) Neyse, biz zaten otobüsle gitmek istiyorduk, o yüzden adamlara hayır deyip istasyonda indik, Fatehpur Sikri otobüsünü bulduk, bir güzel içine yerleştik:) Ön tarafta oturan uzun boylu adam ve bütün yol hiç susmadan konuşan kız arkadaşıyla, yan

Neyse işte. Otobüsle sallana sallana Fatehpur Sikri’ye vardık:) Fatehpur Sikri, aslında iki ismin birleşmesinden oluşuyormuş. Fatehpur yeni şehirmiş yani bu oturan adamların baktığı yer:)


Bu arada rehber o kadar konuşkandı ki şöyle bir rahat rahat etrafa baktırmadı:)Sürekli bir şeyler anlatıyor, dinlemeyip başka bir şeyle ilgilenirsen illa dinletmek için insana yaklaşıyor, bir

Fatehpur Sikri’yi gezdiğimizi sanarak, sadece onun içindeki bir kısım olan Jama Masjid’i dolaşmamız bitip, asabi rehberimizin zorla mermer olduğunu söyleyerek sattığı kumtaşından mumluğu da aldıktan sonra, tekrar aşağı inip otobüse bindik:) Dönüş yolu biraz sıcak oldu gerçi ama yine de rahattı. Halbuki pişmeyelim diye şöföre sorduk oturmadan önce, hangi taraf güneş oluyor falan diye. Adam da sağa oturun dedi, oturduk. Güneş de bütün yol sağdaydı:)Yani bilmiyorum dese çatlar sanki:) İlla cevap verecek:)
Neyse:) Fatehpur Sikri’nin bir kısmını da görmüş olduk böylece:) Agra’ya dönünce yemek yedik, otele gittik, toplandık, tren istasyonuna gittik, şimdi de trende, Varanasi yolundayız:)
Varanasi aslında Hindistan’a gelen çoğu insanın gittiği bir yer, ama herhalde genelde Delhi’den falan gidiyor insanlar. Ya da belki uçakla gidiyorlardır. Çünkü istasyonda tren bekleyen yabancı, bir biz vardık bir de üç Amerikalı. Diğerleri bohçalarının üzerinde oturmuş bekleyen Hintli kadınlar ve çocuklarıydı. Zaten istasyon çok karanlıktı ve yiyecek içecek satılan bir yer de yoktu. Pek kullanılmayan bir istasyon herhalde. Idgah İstasyonu. Neyse nasıl olsa tren şimdi gelir falan derken, bir de rötar yaptı tren, bir saat ayakta bekledik şimdi gelecek, şu gelen o mu ki acaba falan diye:) Aslında fazla rötar yapmadı da işte oturacak düzgün bir yer olmadığı için, ayakta dur dur sıkıldık biraz. Neyse sonunda geldi tren, koşuşarak hangi kapıdan bineceğimizi bulduk ve bindik. Oturarak giderken çok önemli değil de tabii yataklı trende doğru yere binmek önemli. Yanlış yere binip sabaha kadar ayakta kalmak da var:) Bir de meğer aradaki kapıları da kapıyorlarmış, tren hareket edince. Yanlış yere binse kalacak insan yani:)
Bindik trene işte, şimdi de Varanasi’ye doğru yola çıktık. Birazdan ben de uyurum artık, çünkü burada herkes trene biner binmez yatağını yapıp uyudu:)Biz de halbuki yanımıza kek, cips falan almıştık. Trene binince yeriz, biraz zaman geçiririz falan diye:) Meğer geçirecek zaman falan yokmuş. Trene biner binmez uyuyormuşsun zaman da kendi kendine geçiyormuş:)
Böyleyken böyle:)Bugün biraz kısa keseyim çünkü tepemde vızıldayan sivrisinekler üstüme üstüme dalışa geçtiler. İyi ki deli gibi hangi sivrisinek kaçırıcıyı bulduysak almışız. Yoksa şimdi uyuyamazdık korkudan herhalde. Hangi sivrisinek Chikungunya yapıyor, hangisi bildiğimiz sinek anlamıyor ki insan. Bacakları enine çizgiliymiş. Nasıl bakacaksak:)Herhalde “kardeş şu bacağını bi uzatıversene, sokmadan önce sana zahmet” falan diye bacak kontrolü yapmamızı bekliyorlar:) Neyse ki yanımızda bin bir çeşit sivrisinek kaçırıcı var yani. Bileklikler bileğimizde zaten. Spreyle kreme de bir güzel bulandık:)Bir de bir tarafı yapışkanlı okaliptüslü bantlar var yanımızda. Onları da adamların treninin sağına soluna yapıştırdık, huzura kavuştuk:) Şimdi tshirtü de kafama çeker uyurum artık rahat rahat:)
İyi uykular:)
Bugünle ilgili fiyatlar, süreler, mesafeler, haritalar, diğer yararlı şeyler... için buraya tıklayabilirsiniz:)